Elçi

Hamza’ya Ağlayan yok! dedi Elçi, gözlerinden akan yaşı gizlemeden.
Elçi, gözyaşlarının kimsesizliğine sitem ediyordu.
 
Hamza’ya ağlayan yok! Muhacirler boyunlarını bükmüş, Elçi’nin acısını artırır korkusuyla sessizce ağlıyor, konuşurlarsa anlar diye birbirlerinin arkasına saklanıyorlardı.
Hiç bu kadar kimsesiz olmamışlardı bu şehirde.
Bir çift gözyaşını gizlemeyen yeryüzü iyice üzerlerine geliyordu.
Kalpleri sızlıyordu.
 Kendi şehitlerini, yaralarını unutmuşlardı.
“Ah bir Hamza’ya ağlansa”
Birileri ağlasaydı Hamza’ya, her şey düzelecekti.
Artık nefes de alamaz olmuşlardı.
Sanki son nefesi birbirlerine ikram ediyorlar gibiydiler. Son bir nefes..