Dünya Cennetinde Mutluluğu Aramak

06.03.2019
1.213
A+
A-
Dünya Cennetinde Mutluluğu Aramak

Mutluluk, günümüz dünyasında peşinden en çok koşulan meta olmuştur. Mutluluğun hayali dahi kendinden daha değerli hale gelmiştir. Zira mutluluğun hayalini pazarlamak mutluluğun kendisinden daha kıymetlidir. Roma’da her yolun kiliseye çıkması gibi günümüzde her yolun ucu mutluluğa çıkmaktadır. Elbiseleri temizlemek için deterjan alırken alt metinde, amacın mutluluk olduğu vurgulanırken aynı şekilde kirlenmenin güzel olduğunu belirtirken de asıl önemli olanın mutluluk olduğu işlenmektedir.  Pekâlâ gerçekten mutluluk, peşinden koşulduğunda elde edilir mi? Psikoloji bilimi der ki; aramaya inanmak gerekiyor fakat peşinden çok koşarsan, kaçar. Daha da koşup hırsla, ihtirasla yakalamak istersen obsesif belirtiler ortaya çıkar. O halde mutluluğu aramaya inanmak gerekiyor fakat bir sınır da çizilmesi elzem görünüyor.

Mutluluk mevzubahis olduğunda en çok tartışılan mesele parayla saadetin olup olmayacağıdır. Gerçekten parayla saadet olur mu? Bu gibi tartışmalarda “tabi ki parayla saadet olur, fakir adam mutlu olur mu, bir dön de haline bak” demek kolaycılık olduğu gibi “Kuzey Avrupa ülkelerinde intihar oranı çokmuş, bu yüzden para saadet getirmiyor” demek de başka bir indirgemeci yaklaşımdır. Ayrıca iki argüman da bilimsel olarak klişeden başka bir şey değildir.

O halde mutluluğun ölçüsü nedir? Mutluluğun ölçüsü orta yolun yolcusu olmaktan geçmektedir. Aşırı uçlardan kaçıp orta yoldan devam etmektir. Wilhelm Schmid mutluluğu sağlamada orta yolun çok önemli olduğunu ve hayatın kutupsallığını kabul etmek gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca Aristo ahlaki olgunluğun ölçütünü orta yolu takip etmek olduğunu ifade etmiştir. Peygamberimiz (SAV) de ifrat ve tefritten uzak orta yoldan giden bir hayat nasihat etmiştir.

Mutluluğun diğer bir ölçütü ise anlamlı bir hayat yaşamaktır. Victor E. Frankl, nazi kampında yaşadığı hayatını anlatırken, anlamlı bir hayat beklentisi olanların yaşama tutunduğunu gözlemlemiştir. Kendinin hayatta kalma nedeninin ise yazacağı kitabın her gün bir parçasını çeşitli şeylere not ederek toplamaya çalışması olarak belirtmiştir. Ayrıca kampta hayatını devam ettirenlerin gizliden gizliye ağızları kıpırdayanlar (gizliden dua edenler) olduğunu ifade etmiştir. Anlamlı bir hayat yaşamak mutluluğun kaynağı olmasa da huzurlu bir yaşam kapısı açabilir. Mesela İslam Tarihinde boykot yıllarında Müslümanlara baktığımızda maddi olarak mutluluk verecek pek bir şeyleri kalmamışken, manevi sermayeleri onları hayata bağlamış ve mücadelelerine dört elle sarılmışlardır. Bu mücadele de ancak ve ancak anlamlı bir şeye bağlanmakla mümkün olmuştur. Aynı zamanda burada asıl göze çarpan detay Müslümanlar arasında mükemmel bir dayanışma örneği sergilenmesidir.

Amerika’da 1938 yılında başlayıp 81 yıldır devam eden bir araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmaya 268 Lisans öğrencisi katılmış ve hayatları boyunca bu kişiler incelenmiştir. Bu örneklem grubunda her sosyo-ekonomik gruptan insan yer almıştır. Hatta bu örneklemden Amerikan başkanı olan bile çıkmıştır. Bu araştırmanın sonucuna göre sağlıklı ve mutlu bir hayat sürdürmenin güçlü sosyal ilişkilerden geçtiği ortaya çıkmıştır. Hayatını anlamlı ve ölçülü yaşayan ayrıca sosyal ilişkileri kuvvetli olanların daha mutlu olduğu görülmüştür. Martin Seligman’ın da dediği gibi emek verilmeden meta alınarak mutluluk sağlanamaz. Emek sarf ederek anlamlı, ölçülü, maneviyatlı ve güçlü sosyal ilişkiler kurarak daha mutlu ve huzurlu yaşayabiliriz. Son olarak Schmid’in görüşlerini de eklemek gerekiyor. Schmid’e göre insanın tek amacı mutluluk olursa, mutluluğu elde edemez. Çünkü evrende her şey zıttıyla kaimdir. Mutluluk ne kadar çok aranırsa mutsuzluğa da o kadar geniş alan açılmaktadır. Bu noktada mutluluğu ponzi sistemi olarak görmemek ve asıl amacın anlam, emek, maneviyat ve ölçü olması gerekmektedir.

Bu konuyla ilgili Martin Seligman’ın “Gerçek Mutluluk”, “Öğrenilmiş Çaresizlik” kitaplarını, Wilhelm Schmid’in “Mutsuz Olmak: Bir Yüreklendirme” kitabını, Victor E. Frankl “İnsanın Anlam Arayışı” kitabını ve Mihaly Csikszentmihalyi’nin “Akış” kitabını okumanızı tavsiye edebilirim.

06/03/2019

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.