15 Temmuz: Şeb-i Yeldâ
15 Temmuz 2016 …
Gayrı meşru dünya düzeni işletmecileri ve onların bitip tükenmek bilmeyen yerel işbirlikçileri, ülkemde gecenin karanlığına bir ihanet kalkışması sığdırmak istemişlerdi …
Ne zifiri karanlığın ne de işgal ettikleri kutsal üniformanın altına saklayabildiler ihanetlerini; zira, kahraman karakterlerin üstündeki perdeyi de kaldırmıştı gece. Fakat, o sene şeb-i yeldâ 15 Temmuz’a denk gelmişti sanki ve günün ağarmasına daha çok vardı. Güneş gündüze yetmeyince, binlerden oluşan dev yürek; imanını, cesaretini, ferasetini, vatan sevgisini meşale yaptı aydınlığa kavuşmak için …
Sahip olunan öyle bir iman ki ve bu öyle bir lütuf ki; dava yolunda, vatan ve milli/manevi değerler uğruna ne zaman serden geçilmesi gerektiğinin yegane kodları yazılı temelinde… Öyle bir vakit gelir, gitmenin en büyük erdem olduğunu pompalar kalp her hücreye, kan yerine. Artık ne havada dönen kurşun sesleri ürpertir bedenleri, ne de en ufak bir korku yeşerebilir inançlı yüreklerde. Şehadeti kutsal gaye edinene nasıl boyunduruk vurulabilir ki zaten? Binlerce yıllık pranga görmemiş adımları vicdandan başka ne durdurabilir?
Özel Kuvvetlerin, Emniyetin ve Özel Harekatın önünde; Boğaz Köprüsünde, Kahramankazan’da, Kızılay Meydanında.., hasılı yurdumda o gün (ve bu uğurda her gün) akan kanlar laboratuvar testlerinde ölçülemeyecek düzeyde yüksek değerlere sahipti. Çünkü onlar insanın özüne dayatılan zincirlere direnişin ve insanlığın varoluş gayesini gerçekleştirmeye yönelik yürek kıpırtısının nişaneleridir.
Bu vesileyle Allah şehitlerimize rahmet eylesin, gazilerimize de afiyet ve bilinç devamlılığı versin. Allah’ım! Bizi en iyi sen bilirsin. Bizi, milletimizi ve devletimizi koru; zalimlere boyun eğdirme, bizi onlara karşı her daim muzaffer kıl. Varoluş gayemizi idrakten bir an bile bizi ayırma! Amin…
(O geceye sokaklarda canlı şahitlik eden bir kalemden ..)
16/07/2020