Barbara F. Stowasser

01.04.2020
A+
A-
Barbara F. Stowasser

Ruth Roded’dan bahsettiğim önceki yazımda, çalışmalarında kullandığı metod olan ve kısmen açımlamaya çalıştığım tarihsel eleştirel yöntem ile sözü bitirmiştim. Bir bakıma klasik oryantalist tiplemesinin dışında kalan isimle devam etmek, bir bakıma da kısmen açımlamaya çalıştığım tarihsel eleştirel yöntem üzerinde biraz daha durmak maksadıyla, Barbara Freyer Stowasser üzerine yazmanın uygun olduğu kanaatindeyim. Nitekim, zirve çalışması, Women in the Qur’an, Traditions, and Interpretation (1994), bize bu hakkı vermektedir. John Esposito’nun şu sözleriyle övgüye mazhar olmuştur: “Mükemmel bir İslam’ın kutsal metinlerinde ve yorumlarında kadın çalışması. İlim dünyasına önemli bir katkı. Konunun ve kaynakların köklü olmasına rağmen gerek odak gerekse yöntem bakımından, mukayase edilecek başka bir çalışma yok.” Mezkur çalışmaya bakıldığında, Esposito’nun yorumunun abartı olmadığı görülecektir.

Konuya tekrar dönmek üzere, Stowasser hakkında birkaç malumatı paylaşmak yerinde olacaktır. 1935 yılında Almanya’da doğan yazar, 2012 yılında ABD’de ölmüştür. Son olarak Georgetown University’de çalışan Prof. Sowasser, hocalığının yanında dünya genelinde Orta Doğu çalışmaları alanında büyük bir prestije sahip olan MESA’nın da iki dönem başkanlığını yapmıştır. İslam’da Kadın konusunda uzmanlaşan Stowasser’in hadis, tefsir ve siyer alanına dair vukufiyeti, çalışmalarından kolayca anlaşılmaktadır.

Yukarıdaki çalışmasının dışında, The Islamic Impulse (1987) ve The Day Begins at Sunset: Perceptions of Time in the Islamic World (2014) adlı kitapları ile “The Status of Women in Early Islam”, (Muslim Women iç., ed. Freda Hussain, 1984) ve “The Mothers of Believers in Hadith”, (Muslim World 82, S. 1-2, 1992) başlıklı makaleleri zikretmek elzemdir.

Stowasser, Kur’an’ın Hatemü’l-Enbiya Hz. Muhammed’e Cebrail vasıtasıyla kelimesi kelimesine ve peyderpey indirildiğini söyleyerek, Kur’an ve Hz. Peygamber algısını net bir biçimde ifade etmektedir. Women in the Qur’an, Traditions, and Interpretation kitabında, İslam’da kadın konusunu ele alan Stowasser, ilk olarak Kur’an’da direkt veya dolaylı olarak zikredilen kadınları, sonrasında ise Hz. Peygamber’in eşlerini konu edinmiştir. İlk olarak ilgili ayetleri tespit eden Stowasser, bu ayetlerle bağlantılı Hadisleri, tefsirleri, zikretmiş; sonraki dönem müelliflerin konuya dair yazageldiklierini de ortaya koyarak konuyu modern zamanlara dek taşımıştır. Bunu da, kaynak hiyerarşisini ve kronolojiyi muhafaza ederek yaptığını özellikle belirtmek gerekir. Daha açık bir şekilde anlaşılması için, Kur’an’da Hz. Havva konusundaki metodunu örnek olarak verebiliriz. Hz. Havva’ya dair Kur’an’dan ilgili ayetleri veren Stowasser, akabinde Taberi’nin tefsirine yönelmekte, burada zikredilen Hadislere temas ederek, Zemahşeri’nin tefsirinde konuyla ilgili yorumları aktarmaktadır. Sonrasında, sırasıyla Fahreddin Razi, Beydavi, Ibn Kesir, Muhammed Abduh ve el-Meraği’nin eselerinden mezkur ayetlerle ilgili yorumları günümüze kadar taşımaktadır. Dikkat edilirse, farklı ekollerin temsilcilerinden ve farklı döenmlerdem istifade ettiği görülecektir. Nihayetinde, Havva’nın (Adem’in kaburga kemiğinden) yaratılışı, onun (Adem ile birlikte) Cennet’ten kovuluşu, Allah nezdinde sorumluluğu gibi hususlarda ayetin manası ve sonraki dönem müelliflerin ayetlerden çıkarttıkları farklı yorumları, hem müelliflerin içinde bulundukları zaman ve çevresel şartları göz önünde bulundurarak, hem de tarihi olguyu mihenk taşı kabul etmek kaydıyla bu yorumları metin tenkidine tutarak değerlendirmektedir. Örnek konu bağlamında ayette Cennet’ten kovulmaya sebep eylemi Havva’nın gerçekleştirdiğine dair herhangi bir iz, işaret, ima yok iken, bunun vebalinin Havva’ya yüklenmesini, sonraki dönem müelliflerin ataerkil anlayışın hegemonyasında kalmasına bağlamaktadır. Yine Havva’nın yaratılışı anlatısında Adem’in kaburga kemiğinden yaratılması hususunu, özellikle Ortaçağ İslam alimlerinin İsrailiyyat etkisinde kaldığını söyleyerek izah etmektedir.

Bu yöntemi, Kur’an’da zikredilen diğer kadınlara (Hz. Nuh, Hz. Lut ve Hz. İbrahim’in eşlerine, Züleyha’ya, Hz. Musa’nın çevresindeki kadınlara, Belkıs’a, Hz. Meryem’e ve Hz. Peygamber’in eşlerine) dair ayet, hadis ve tefsirlerden metinlere de uygulayan Stowasser, İslam’da kadın algısı özelinden hareketle, problemli konuların ne zaman ve nasıl bir sorun haline geldiğini ortaya koymaya çalışmaktadır. Onun İslam’ın karşı karşıya kaldığı problemlere dair genel kanaati olarak şunu ifade etmek mümkündür: Kur’an’a ve bizzat Hz. Muhammed’in yaşantısına bakıldığında problem teşkil etmeyen hususlar, sonraki dönemlerde problemli hale gelmeye başlamıştır. Bunda ise sonraki dönem müfessirlerin, muhaddislerin, müverrihlerin içinde bulundukları dönemin hâkim anlayışına ve ideolojisine, içindeki yaşadıkları çevrenin, kültürün, coğrafyanın şartlarına göre tevil, yorum ve hukuk ürettikleri için bu tür problemler halen Müslümanların karşısına çıkmaktadır.

Roded ve Stowasser örneklerine bakıldığında, klasik Oryantalist tipolojisinde kırılma olduğunu söylemek mümkün gibi görülse de, bunu genele teşmil etmenin imkanı tartışmaya açıktır. Ancak, her iki oryantalistin de benzer metodu ve söylemi kullanıyor olmasının, üzerinde düşünülmesi, çalışılması gereken bir konu olduğu kanaatindeyim. Nitekim, aslolan Kutsal metin ve bu kutsal metinden üretilen farklı yorumların zaman içinde değişime uğradığı gerçeğini yadsıyamayız. Devam etmek ümidiyle…

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.