Cahiliye Araplarının Bayramları
Hz. Peygamber döneminde günümüze ulaşan rivayetlere göre Hicaz bölgesinde farklı bayram ve uygulamaların olduğu görülmektedir. Bu durumla ilgili İbn-i Hişam’ın rivayetinde Necran’daki putperest Arapların bayram kutlamasına bir örnek görmekteyiz:
“Necran halkı o zaman Arapların dininde olup orada bulunan uzun bir hurma ağacına taparlar ve bu ağaç için her sene bayram yaparlardı. Bu bayram gününde ağacın üstüne güzel elbiseler asarlar onu kadın mücevherleri ile süslerler ve bütün gün etrafında ibadet ederlerdi.”
Bu rivayetin yanı sıra kimi kabileler kendi inandıkları putlar için kurban keser, etrafında dolaşır ve yanında ibadet ederlerdi. Ancak bu kutlamalarda ortak bir uygulamadan bahsedilememektedir. Zira kabileler halinde yaşayan Arap toplumunda farklı tanrılara yani putlara inanılmakta, kabile ve şehre göre farklı uygulamalar yapılmaktaydı. Genel olarak bayramlarda müzik, şiir ve içkinin de yer aldığı eğlenceler düzenlenir, o güne özel kıyafet giyilirdi. Ancak Mekke’nin en büyük ortak bayramı ise Arap kabilelerin katıldığı hacdı. Araplar panayırların kurulduğu bölgeye gelerek konaklar ve Kabe’yi ziyaret ederlerdi.
Medine’deki Arapların ise burada yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlardan etkilendikleri bayram kutlamaları vardı. Bundan başka İranlılardan aldıkları Nevruz (ilkbahar) ve Mihricanı (sonbahar) kutladıkları rivayet edilir. Bölgenin iklimi göz önünde bulundurulduğunda mevsim geçişleriyle ilgili olan bu iki kutlamanın bu bölgeden çıkmış olma ihtimali düşüktür dolayısıyla dışarıdan gelen bir uygulama olduğu açıktır.
Hicret ederek Medine’ye gelen Hz. Peygamber, burada Ramazan orucunun farz olduğunu bildirmiş ve muhtemelen hicretin ikinci yılında Ramazan orucu tutulmuştur. Akabinde ise inananlarına bayram haberini vermiştir. Bir hadis rivayetinde Ramazan ve Kurban bayramlarının, onların iki bayramından daha hayırlı olduğu bildirilir (Ebu Davud, “Salat”, 245). Bu iki bayramdan kastın ise Nevruz ve Mihrican olduğu tahmin edilmektedir. Bu haberle tüm Müslümanların birlikte kutladığı İslamiyet’in iki bayramı belirlenmiş olur.
Bayramla ilgili dikkat çeken bir diğer nokta ise eğlencedir. Hz. Peygamber, Hz. Aişe ile beraberindekilerin bayramda def çalmalarına müsaade etmiştir. Bir başka bayram eğlencesi olan mızraklı gösteriler de kaldırılmayıp aksine Hz. Muhammed, eşiyle birlikte izlemeye gitmiştir.
Anlaşılan o ki, diğer dinlerle ilgili uygulamalarda hassasiyet gösterilip kaldırılırken, İslamiyet’e aykırı olmayan kültür ile ilgili uygulamalar sakıncalı görülmeyip devam ettirilmiştir. Zira dini uygulamaların yanı sıra insanların bu günlerde bayram namazının en açık vurgusu olan birlik ve beraberlik duygusuyla hareket etmesi, mutlu olması, özel olarak hazırlanılması diğer bir ifadeyle bayramın bayram havasında geçmesi önemlidir.
16/06/2018