Hz. Muhammed (sav) İçin Müşriklerin Nitelendirmelerinden Olan Sabiîler Kimdi? – II

31.10.2018
1.560
A+
A-
Hz. Muhammed (sav) İçin Müşriklerin Nitelendirmelerinden Olan Sabiîler Kimdi? – II

Yazımızın birinci kısmında Kur’an’da Yahudiler, Hıristiyanlar ve Mecusiler ile birlikte Sabiîlerden de bahsedildiğinden, müşriklerin Hz. Muhammed ve arkadaşlarına Müslüman olduklarında Sabii oldunuz dediklerinden bahsetmiştik. Bununla birlikte İslam kaynaklarında Sabiîlerin kim olduklarına dair birbirinden oldukça farklı hatta birbirine zıt görüşlerin olduğuna değinmiştik. Bu yazımızda ise Sabiîlerle ilgili verilen bilgilerin neden bu denli farklı olduğunun sebebini ele alacağız.

Sabiîler ile ilgili birbirine zıt tanımların yapılmasında kırılma noktası Abbasi halifesi İbn Me’mun’dur. Halife Me’mun Harran’a geldiğinde (833) onu karşılayanlar arasında ilginç giyimli bir grupla karşılaşır ve kim olduklarını sorar. Harran’da yaşayan bu pagan (putperest) grup kendilerini Harraniler olarak tanıtır. Halife, kitaplarının ve peygamberlerinin olup olmadığını sorar; Ehli kitap değiller ya da Kur’an’da ismi geçen dinlerden birine mensup değiller ise zimmi muamelesi göremeyeceklerdir. Sorularına olumlu cevap alamayan halife, dönüşüne kadar onlara zimmi şartlarından birini taşımaları ya da Müslüman olmaları için zaman verir. Bu olay üzerine bir kısmı Müslüman, bir kısmı Hıristiyan olur, dinlerini değiştirmek istemeyen diğer bir kısım ise çözüm olarak Kur’an’da geçen Sabiîler olarak kendilerini adlandırır, ancak dinlerini aynı şekilde devam ettirirler. Me’mun, Harran’daki bu grup ile tekrar karşılaşmadan kısa bir süre sonra vefat eder. Bu olay üzerine Harran’dakilerin bir kısmı tekrar eski putperestliğe dönerler, ancak isimleri Sabii olarak kalır. Sabii olarak kendilerini isimlendiren ancak putperestliklerine devam eden bu grup daha sonraki dönemlerde önemli konumlara gelirler. Sarayda görev alır, dini tartışmalara katılırlar ve Sabiilik adı altında putperest inançlarını savunurlar.

Gerçek Sabiîler ise MÖ son iki yüzyılda heterodoks Yahudi akımları içerisinde ortaya çıkmıştır. Sabiîler Gnostik düalist inanca sahiptir. Bu düalizme göre ışık nur alemi ve karanlık alemi bulunur. Düzeni ve hayat prensibini temsil eden ışık aleminin başında bütün eksiklikten münezzeh yüce  Malka d Nhura (Işık Kralı); yokluk, eksiklik ve kaosu sembolize eden karanlık aleminin başında ise Malka d Hşuka (Karanlık Kralı) bulunmaktadır. Karanlık Kralı, Işık Kralı karşısında ikinci derecede kalır. Yüce kralların “malka” ismiyle anılması ve dualarda sürekli telaffuz edilmesi, İslam alimlerince Arapçadaki “melek” kavramı ile karıştırılarak meleklere taptıkları düşünülmüş olabilir. Zira Sabiîler dışa kapalı bir topluluktur. Putlara ve yıldızlara tapmaları ise kutsal kitaplarında yasaktır. Işık Kralı’nın elçisi olarak gördükleri Hz. Yahya’ya büyük önem verirler. Sabiîlerin en önemli özellikleri ise vaftiz olmalarıdır. Haftada en az bir kez, nehirde vaftiz olurlar. Dolayısıyla dönemin su sıkıntısı olan Harran bölgesinde uzun süre yaşamaları makul görülmemektedir. Ayrıca kendilerini Sabii olarak tanıtan Harraniler gibi yüksek rütbelerde görev almadıklarından olsa gerek Harran bölgesindekiler kadar iyi bilinmemektedirler.

Sabiîlerle ilgili yapılan tanımlamalara baktığımızda Halife Me’mun dönemine kadar yapılan Sabii tanımlamaları genellikle Yahudilik, Hıristiyanlık ve Mecusilik arasında bir din olduğu yönündedir. Halife Me’mun’dan sonraki tanımlamalarda ise meleklere, yıldızlara, gezegenlerin putlaştırılıp taptıkları yönünde geleneksel görüşü oluşturur. Abdulqahir el-Bağdadi ve Biruni gibi alimler ise Sabiîlerin iki grup olduğunu, bir kısmının Irak’ta (Vasitiler) diğer bir grubun ise Harran bölgesinde (Harraniler) yaşadıklarını belirtmiştir. Günümüzde bazı siyer çalışmalarında Sabiîleri geleneksel görüşteki gibi yıldızlara, meleklere ve putlara tapanlar olarak tanımlanmaktadır.

31/10/2018

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.