Batılı Farklı Bir Ses: W. Montgomery Watt

01.04.2020
913
A+
A-
Batılı Farklı Bir Ses: W. Montgomery Watt

Bismillah…

İnsanın kendini ifade etmesinin en yalın halidir yazı… Kiminin çocukluğunda renkli bir günlükle başlamıştır yazma serüveni; kimisi arkadaşının hatıra defterine “bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim” diyerek adım atmıştır bu sessiz ama etkileyici âleme… Şimdilerde dijitalleşmenin getirisi olarak duygu ve düşünceleri söze dökme arzusunun sonucunda sayısız blog sayfası kurulmuş, kurulmaya da devam etmektedir. Vakti zamanında gevezeliğini sosyal medyaya kanalize eden zatım da “bir blog açsam da özgürce yazıp çizsem mi” diye çok düşünmüşümdür. Hasılı kelam blog açmaya gerek bırakmayıp yazarak konuşma imkanı sunan değerli Siyer Araştırmaları ailesine bu vesileyle teşekkürü bir borç bilirim. Okuma notları isimli bu köşede öncelikle siyerle alakalı kitaplardan yaptığım iktibasları paylaşmayı hedeflediğimi ancak zaman zaman yazıların spontane olabileceğini belirtmeliyim.

İlk yazı için Kur’an-ı Kerim, İslam Tarihi, Hz. Muhammed ve Batı’da İslam’ın etkisi üzerine çalışmaları bulunan ünlü İskoç oryantalist W. Montgomery Watt’ın Hazreti Muhammed Peygamber ve Devlet Adamı kitabını paylaşmayı tercih ettim. Watt’ın da “Kaynaklar Üzerine Notlar” başlığında belirttiği üzere bu kitabı Muhammed Mekke’de ve Muhammed Medine’de kitaplarının özet halidir ve mevzubahis kitaplardan en temel farklılığı kronolojik sıralamaya daha fazla riayet edilerek kaleme alınmış olmasıdır. Kitabın genel muhtevasının Hz. Peygamber’in siyasî stratejisine hasredildiğini söylemek mümkündür. Watt’a göre Hz. Peygamber, son derece stratejik davranan ileri görüşlü bir devlet adamıdır ve bu konudaki becerisi sebebiyle kurduğu küçük devlet onun vefatından sonra da hızla büyüyerek dünya imparatorluğuna dönüşmüş ve yüzyıllar boyunca da varlığını sürdürebilmiştir. Watt, diğer çalışmalarında olduğu gibi bu eserinde de İslam’a ve Hz. Peygamber’e hamasî bir tarzda saldırmayan mutedil oryantalist çizgisini muhafaza etmektedir. Oryantalizm ve oryantalistler hakkındaki Ali Tekkoyun hocamızın yazıları oldukça faydalı olacaktır, bu sebeple oryantalistlerin İslam ve Hz. Peygamber’e yaklaşımları konusunda ayrıntıya girmeden Watt’ın kaynaklardaki mevsukiyeti şüpheli rivayetleri evvelemirde İslam veya Hz. Peygamber aleyhine kullanmayı kendilerine gaye edinen oryantalistlerden farklı olduğunu söylemekle yetinelim. Buna örnek olması açısından yazarın, Hz. Peygamber’in Zeynep binti Cahş ile evliliği konusundaki rivayeti değerlendirmesi zikredilebilir. Bilindiği üzere Hz. Peygamber’in, evlatlığı Zeyd b. Harise’nin boşadığı eşi Zeynep binti Cahş ile evliliği, İslâm öncesi Araplardaki evlatlığın gerçek manada oğul kabul edilmeleri âdetlerine aykırı bir durumdu. Watt, Hz. Peygamber’in bu evliliğini diğerleri arasında en tartışmalı olanıydı diyerek anlatmaya başlar ve devamında bu evliliğin “Avrupalı bilginlerin zehirli hücumlarının nesnesi” olduğunu ifade eder. Akabinde Hz. Peygamber’in Zeynep binti Cahş’ın cazibesine kapılıp ona aşık olduğu, Zeyd’in bunu fark etmesiyle eşini boşadığı yönündeki rivayeti makul bulmadığını aktarır. Hz. Peygamber’in bu evliliği ile cahiliye döneminden kalma evlatlık kurumunu ortadan kaldırarak bir reform gerçekleştirdiğini söyler. Bununla birlikte o, modern Batı’yı Hz. Peygamber’i haram ayların ihlali (Nahle Seferi) ve Zeynep binti Cahş ile evliliği gibi olaylar sebebiyle hilekâr ve şehvet düşkünü olarak lanse ettikleri için eleştirmekte; onların Hz. Peygamber’i kendi zamanının ve yaşadığı bölgenin durumuna göre değerlendirmediklerini ifade etmektedir. Watt’a göre haram ayların ihlali ve evlatlığın boşadığı Zeynep’le evliliği ile o putperest ve ahlakî düşüklüğün hâkim olduğu toplumda reformlar gerçekleştirmiştir. Ancak Watt, bu ılımlı çizgi ve duruşunu her ne kadar mutedil ve ilmi bir jargon ile ortaya koysa da onun Hz. Peygamber’in örnekliğinin Müslümanlarca abartıldığı ve onun getirdiği dinin Hıristiyanlık ve Yahudiliğin gölgesinde tabir caizse basit ve küçük bir din olduğu görüşünü satır aralarından çıkarmak da pekala mümkündür. Bu da her ne kadar ılımlı ve mutedil olsa da onun İslam’a ve Hz. Peygamber’e “öteki” nazarıyla baktığını göstermektedir. Nitekim rivayetlerden yola çıkarak Hz. Peygamber’in şemâil ve ahlakını betimlediği pasajı okurken “aaa ne güzel! Oryantalist birinin Hz. Peygamber’in insanî meziyetlerinin hakkını teslim etmesi… Sanki Müslüman birinin kaleminden çıkmış cümleler bunlar” gibi düşüncelere dalmışken “Hz. Muhammed’in nezaketini ve zarafetini sergileyen rivayetten en azından birkaçını doğru kabul etmek gerekir.” ifadeleri kapıldığım kısa süreli romantizmden gerçek dünyaya dönmeme vesile olan satırlar arasında olmuştur. Hülasa-i kelam Watt’ın yumuşak anlatımının arka planında kendisini hissettiren oryantalist kimliğinin de farkında olarak ihmal edilmemesi gereken bir araştırmacı olduğunu söylemek gerekir. Sözü daha fazla uzatmadan çarşambaları görüşme dileklerimle, Allah’a emanet olun…

 

Şükran Adıgüzel
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.